5 Nisan 2016 Salı

Kedi Fobisi ile Kadın Korkusu İlişkisi









Kedilerin, kadınsı bir varlık olarak görülmesi aynı zamanda anatomik bir takım özelliklerinden kaynaklanmaktadır. Örnek vermek gerekirse, bir kedinin partnerine kur yaptığı esnadaki tavırları ve bir kedinin yürürken ortaya çıkan kalça hareketleri ve bir takım fiziki özellikleri kadınların bazı davranış ve fiziksel hareketlerini andırır. Bu yüzden kedi yürüyüşünden yola çıkılarak moda'da podyuma çıkan mankenlerin ünlü "catwalk" yani "kedi yürüyüşü" bu anatomik özdeşleşmeden gelmektedir. Sigmund Freud'ta rüyalardaki sembollere çeşitli manalar yüklerken kedinin kadını, köpeğin ise erkeği sembolize ettiğini ifade eder. Kedi, antik Mısır'da Bast veya Bastet adıyla bilinen ve tarihçi Herodot'un yazılı kaynaklarında yer bularak tanınan Ana Kedi Tanrıça'sıdır.

Antik Mısır'da öbür dünyanın yer yüzündeki sembolü olarak görülen kediler, aynı zamanda çekinilen varlıklarıyla bir yandan çok büyük saygı görürlerdi. Mısır Firavunları kendi kedileriyle birlikte gömülmek isterler hatta kediler firavunların yanından mumyalanarak lahit mezarlara defnedilirlerdi. İlginç olan ise antik Mısır'da bir Tanrıça olarak saygı duyulan kediler, aynı zamanda kadınları sembolize etmiştir.

Kedilerin, kadınsı bir varlık olarak görülmesi aynı zamanda anatomik bir takım özelliklerinden kaynaklanmaktadır. Örnek vermek gerekirse, bir kedinin partnerine kur yaptığı esnadaki tavırları ve bir kedinin yürürken ortaya çıkan kalça hareketleri ve bir takım fiziki özellikleri kadınların bazı davranış ve fiziksel hareketlerini andırır. Bu yüzden kedi yürüyüşünden yola çıkılarak moda'da podyuma çıkan mankenlerin ünlü"catwalk" yani "kedi yürüyüşü" bu anatomik özdeşleşmeden gelmektedir. Sigmund Freud'ta rüyalardaki sembollere çeşitli manalar yüklerken kedinin kadını, köpeğin ise erkeği sembolize ettiğini ifade eder.

Cinselliğin bastırıldığı toplumlarda baba figürünün kızını kadın gibi davranmak erkeklerin dikkatini çekmekten dolayı cezalandırması ya da çocukluğu boyunca kadın gibi davranmanın iç güdülere ne kadar zararlı olduğunu anlatması o kız çocuğunun beyninde kadın olmanın tehlikeli olduğunu kodlamaktadır. Bu kodlamalarla büyüyen bir kız çocuğu da kadınsı bir varlık olarak gördüğü kediden korkmaktadır. Aynı durum kadınlardan korkan erkeklerde de görülmektedir. Kadınlarla ilgili travmatik ve onlardan korkacağı anlar yaşamış erkekte ileriki yaşlarda mutlaka kediden korkacaktır.




Kedi fobisi en yaygın görülen fobilerden biridir. Kedi fobisinin bilim dilindeki adı Yunanca bir terim olan Ailurofobi'dir. Bilim adamlarının kedi fobisi olan insanlar üzerinde yaptığı psikolojik araştırmalar sonucunda bu fobinin oluşmasında iki sebep olduğu saptanmıştır. Sebeplerden ilki kişilerin çocukluk dönemlerinde bir kedi saldırısına uğramış olması, ikinci sebebi ise kişilerin çocukluğunda ebeveynleriyle yaşadıkları bir takım ilişkilerdir. En şaşırtıcı ve ezber bozan bu ikinci sebebi araştırmadan önce kedilerin tarihte nasıl algılandığına yönelik bir kaç tarihsel notu aktarmak çalışmaya yararlı olacaktır.

İnsanlık tarihinde köpekten daha çok merak edilen hayvan kedi olmuştur. Günümüzde hala kedi ırklarının tamamı net bir biçimde ortaya çıkarılamadığı gibi evrimsel açıdan bakıldığında doğası gereği evcilleştirilememesinden kaynaklı olarak ekolojik sistemde üst sınıflarda olan bir hayvan olduğu kabul edilmektedir. Kedilerin insanoğluyla tanışması 9500 yıl öncesine gider.


Ailurofobi yani kedi fobisinin, ilk ciddi sebeplerinden biri kişilerin çocukluklarında yaşadığı bir takım travmalarla başlamaktadır. Örnek vermek gerekirse çocukluğunda kedi saldırısına uğrayan insanlarda yıllar içinde kedi fobisi ortaya çıktığı görülmektedir. Ancak kedi fobisine sahip insanlar üzerinde yapılan araştırmalar bu bilinen ezberi bozar niteliktedir. Kedi fobisi taşıyan insanların büyük çoğunluğu çocukluğunda herhangi bir kedi saldırısına maruz kalmadıklarını hatta kedilerden herhangi bir zarar görmediklerini itiraf etmişlerdir. Bu ilginç durum kedi fobisinin bambaşka sebepleri olduğunu ortaya koymaktadır.

Bu ilginç durum "kadın korkusu" kavramıyla ilişkilendirilmektedir. Kadınlar, çocukluklarında yaşadıkları bazı Freudyen travmalara bağlı olarak karşı cinsle ilişkilerinde hissettikleri tecrübesizlik, korku ve çekingenlik olarak tanımlanan cinsel bir takım sorunlara verilen isme "kadın korkusu" denilmektedir. Ebeveynlerle alakalı olduğu düşünülen bu travmatik durumu kedi fobisiyle birleştirerek açıklayan Sigmund Freud olmuştur.



Sigmund Freud'un "kadın korkusu"na bağlı olarak oluştuğunu düşündüğü "kedi fobisi" ilişkisi üzerine psikolojik tespitleri şu şekildedir:
Cinselliğin bastırıldığı toplumlarda baba figürünün kızını kadın gibi davranmak erkeklerin dikkatini çekmekten dolayı cezalandırması ya da çocukluğu boyunca kadın gibi davranmanın iç güdülere ne kadar zararlı olduğunu anlatması o kız çocuğunun beyninde kadın olmanın tehlikeli olduğunu kodlamaktadır. Bu kodlamalarla büyüyen bir kız çocuğu da kadınsı bir varlık olarak gördüğü kediden korkmaktadır. Aynı durum kadınlardan korkan erkeklerde de görülmektedir. Kadınlarla ilgili travmatik ve onlardan korkacağı anlar yaşamış erkekte ileriki yaşlarda mutlaka kediden korkacaktır. Psikiyatr Prof. Dr. Kerem Doksat kedi fobisinin sadece kişilerin çocukluklarında yaşadıkları travmalara bağlı olmadığını söyleyerek bu rahatsızlığa evrimsel bir boyut kazandırıyor:


Bütün fobilerin aslında evrimsel bir kökeni vardır. Freud'un iddia ettiği gibi sadece çocukluk çağında yaşanan olaylar tek başına bir sebep değildir. Hayvanlara duyulan korku yani zoofobi de en sık rastlanan fobilerden biridir. Özellikle tüylü, dişli ve kuyruklu hayvanlara olan fobi çok yaygındır. Niçin böyledir, derseniz, nesiller boyu bütün memelileri en çok onlar öldürmüştür de ondan. İşin arkaik yani evrimin ilk zamanlarından beri genlerimize işleyen bir tarafı var. Biz doğuştan korkulara karşı kodlu doğuyoruz.
Ama Doksat, Freud'a hak verdiği noktaların altını şu şekilde çiziyor:


Fobinin ortaya çıkış şekli, kişiden kişiye değişebiliyor elbette. Bazı insanlarda özellikle çocukluk çağında yaşanan travmalar, yetiştirilme, genetik kodları aktif hale getirip büyütüyor. Freudyen yaklaşımda, özellikle ebeveynlerden biri veya ikisi ürkütücü ise çocuk ondan çok çektiyse, bu öfke ve korku bastırılıyor ve sembolik bir hayvana dönüştürülüyor. Bazı insanlar bunu özellikle kedilerde sembolleştirir. Bu tür vakalar iyi incelendiğinde kedi korkusu olarak dışa vuran korkunun aslında özellikle baba ile sorun yaşayanlarda ortaya çıktığı görülür.
Kediler Orion yıldızından geldiler... Kedi ırkı asırlar önce insanlara yardım etmek üzere dünyaya gelmiştir. Ailelerin pek çoğu kendilerini evdeki kedilerine bakıyor zanneder ama aslında kediler onlara bakmakta ve korumaktadırlar... Diana Cooper


Kaynakça


ATALAY, Ö. (2004). Kedi ve Köpeklerin Bazı Davranış Problemleri ve Sağaltım Seçenekleri. Erciyes Üni. Vet. Fak. Dergisi I (2). ss. 147-153, s. 149.

Sarıbaş, Ş. (25.09.2005). Kedilerden korkmak şımarıklık değil, Bunun tıpta bir adı var: Ailurofobi. Hürriyet Gazetesi Pazar.
Derleme : Yavuz Tellioğlu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder