28 Haziran 2015 Pazar

İMGE VE SİCİM TEORİSİ


  •  
    1- Bilincin suskun hali olan uykuda imgeler ön plana çıkar
    2- Tüm mistikler farklı yollar kullanarak, bilinci susturup imgelere odaklanırlar
    3- Sufilerdeki yaratıcı dua imge üzerine kuruludur. Sufi ne isterse Tanrı’dan (Bilinçli enerji – Enerji İplikçikleri) onu imgeler.
    4- Şems-i Tebrizi “Bütün insanların görünmez iplerle birbirine bağlı olduğunu” söylemiştir. Bu tanım şaşırtıcı bir şekilde sicim teorisini desteklemektedir.
    5- Bu dünyada yaptığınız her şey iyilik ya da kötülük bumerang gibi size geri döner. Birini üzdüyseniz siz de zamanı geldiğinde benzer bir olay ile üzülürsünüz. Bir iyilik yaptığınızda zamanı geldiğinde hiç beklemediğiniz biri size de benzer bir iyiliği yapar. Enerji iplikçiklerinin hassas bir dengesi vardır.
    6- Telepati çalışmaları göstermiştir ki, iki zihin arasındaki iletişim imgeler üzerinden gerçekleşmektedir. Alıcı ve verici telepatların gönderme ve alma anlarında beyinlerinin görme alanında (oksipital) EEG de değişiklikler tespit edilmiştir.
    7- Psikokinezi çalışmaları göstermiştir ki pusulanın ibresini çevirmeye çalışan psişik, imge üzerine odaklanarak bunu yapmaktadır. Psişiğin bu sırada EEG ölçümlerinde görme alanında yoğun aktivite artışı tespit edilmiştir.
    8- İbn-i Arabi, “Misal Alemi’den” bahseder. Önce misal aleminde - imge – oluşur, ardından maddeleşir.
    9- Misal Alemi’ Fizikçi Bohm’un Saklı Düzenine karşılık gelir.
    10- Saklı düzen ise Sicim Teorisindeki her yanımızda olan minik titreşim halindeki yapılardır.
    11- Bu titreşen yapılar maddenin, moleküllerin, atomların (proton ve nötronlar), atom altı parçaların da (elektron, kuarklar) en alt birimi olan ve küçük titreşen enerji yapılarıdır.
    12- Titreşimlerindeki frekans farklılıkları maddeyi çeşitlendirir.
    13- Dr. Karagülle’nin Aura üzerine durugörür olan kişiler ile yaptığı çalışmalarda ve geçmişteki medyumların ifadeleri baz alındığında insan vücudunun çevresinde aura denilen ışımalardan bahsedilir. Bu ışımalar, insanda hastalık oluşmazdan çok önce yapı bozukluğu göstermektedir. Yani öncelikle ışımada, titreşen küçük enerji paketlerinde sorun oluşmakta ardından, atom altı parça, atom, molekül ve maddeyi etkilemektedir.
    14- Kirlian Fotoğrafçılığı da insanlarda ve bitkilerde bu durumu çalışmalarla ortaya çıkarmıştır. Sağlıklı bir insanda ya da yaprakta ışıma parlak iken, hastalıktan önce ya da hastalık sırasında ışıma sönükleşmekte ve farklılaşmaktadır. Bizzat Kirlian’ın kendi hastalığından önce tespitleri de mevcuttur. Bir yaprağın bir parçasını kesip Kirlian fotoğrafı ile incelediğinizde yaprağın enerji halkasının bütün yapraktaki gibi olduğu gözlenir. Bu da gösteriyor ki madde bedenin öncelikle enerji beden olarak kalıbı vardır. Madde beden bu enerji kalıbına göre kendini var eder. (Amputasyonda oluşan fantom ağrılar)
    15- Akupunktur noktaları yüzyıllar öncesinden vücuttaki enerji noktalarının dışa açıldığı yerler olarak tespit edilmiştir. Kirlian fotoğrafları ile akupunkturda iğnenin batırıldığı yerlerin enerjinin açığa çıktığı alanlar olduğu görülmüştür.
    16- Belki de bedenimizde, çevremizdeki küçük enerji iplikçikleri ile bağlantı kuran noktalardır, akupunktur noktaları.
    17- Telepati, eşzamanlılık, psikokinezi, levitasyon, psikometri, teleportasyon, durugörü gibi bilinçdışının fenomenleri sicim teorisindeki enerji iplikçikleri ile bağlantıda olan enerji bedenimiz ile açıklanabilir.
    18- Jung’un kolektif olarak adlandırdığı yer (saklı düzen) ve benim BK ya göre “akıllı zeka” olarak tanımladığım bilinçdışı bu enerji denizindeki enerji iplikçikleri ile çift yönlü bağlantı halindedir.
    19- Geçmiş ve tüm olasılıkları ile gelecek, enerji iplikçikleri ile farklı boyutlarda hali hazırda vardır. Orada zaman yoktur. Zaman bizim boyutumuzda ve bizim beynimizin içinde, zihnimizin yarattığı bir durumdur. Zaman göreceli bir kavramdır. Esneyebilir. Kozirov'a göre zaman nedenin olduğu yerde kısa sonucun olduğu yerde yoğundur. (Rüyalarda yoğundur!)
    20- Prekognisyonların vizyonlar şeklinde, derin transta ya da rüyalarda ortaya çıkışı zihnin, enerji iplikçikleri ile farklı boyutlardan olasılıkları görme halidir. Tıpkı internetten bir dosya indirmek gibi.
    21- Bizzat deneyimlediğim, “Deve dikeni” ve “Araba ve tren kazası” imgelemesinin gerçekleşmesi de enerji alanından insanların veri alabildiğine işarettir. Bu özellik her insanda var olup, bazen kendiliğinden ortaya çıkmaktadır. Çoğu kere tesadüf olarak düşünülür. Dikkate alınmaz.
    22- Her insanda var olan bu özellik, geliştirilebilir. Çünkü öğrenilebilir bir durumdur. Yeter ki bilinciniz bilinçdışınıza gölge etmesin, parazit veri oluşturup oradan gelen sezgiyi örtmesin.
    23- Hipnozda oluşan duru görü, aynı bedende birleşme ve aynı şeyleri hissetme ve diğer fenomenlerde bilincin askıya alındığı imgeler – enerji iplikçikleri ile bağlantılı bir süreçtir. Aynı zamanda derin transta imgelerle stigmatizasyonlar veya elde bül oluşturulması da bu mekanizmaya dayanır. Hipnoanestezide ağrının kaldırılması da... Veya İsa' ya çok yoğunlaşan insanlarda (muhtemel imgeler işin içinde el ve ayaklarında yaralar oluşması...)
    24- Kanaatim odur ki, imgeler doğrudan enerji iplikçikleri ile iletişimi sağlayan yapılardır. (ilginçtir ki bazı duru görü medyumları bu enerji iplikçiklerini "subtil bir enerji, tül perde gibi, tanımlamışlardır.) Tanrı bu devasa büyük ve sürekli genişleyen evrende nokta kadar bile değeri olmayacak bizlere yaratımın temel taşı olan enerji iplikçikleri ile ilgili önemli bir iletişim ve destek mekanizmasını da (imgelem) vermiştir. Mistiklerin ve Sufilerin bir noktadan sonra “Ben Tanrı’yım. Biz O’yuz O biz” demesinin ardındaki sırda budur.
    25- Birbirimizi hissedebilmek, kalben iletişimde olabilmek ve geleceği şekillendirebilmek için sezgilere sahibiz.
    26- Madde olarak kendimizi görsek de çevremizdeki enerji denizinde yüzen enerji varlıklarız ve sürekli etkileşim halindeyiz. Bir tarafımız madde diğer yanımız BK ya göre bilinç dışının enerji ile iletişimde olduğu süreç. Bir ayağımız madde dünyasında diğeri misal aleminde / enerji denizinde. Bilincimiz ise iki ayağımızın farklı yerlerde olmasına dayalı karmaşayı ört bas edebilmek ve geçici olarak geldiğimiz madde dünyasına uyum sağlatabilmek için bilinçdışının enerji dünyasından aldığı sezgileri baskılamaktadır. Bu nedenledir ki bilinç dışı ancak uyku da ya da meditasyon hallerinde kendini daha rahat açığa vurmaktadır. İlginç olarak yaşanan duygusal travmalar veya yoğunluklar, yaslar, kayıplar veya kazalar bilinçdışının sezgilerinin bilince çıkmasını neden olabilmektedir. Muhtemel bu durumlarda bilincin baskılama kabiliyeti ya da yeteneği zarar görmektedir.
    27- Hipnozda yaptığım hastanın sorunlarına odaklanmadan arketip – imge çalışmalarında gördüm ki hasta sorunundan kurtulabilmektedir. Bu durum da imgelerin enerjiyi değiştirebildiğini gösterir. Sonuçta düşünce de aslında enerjinin imgeye göre daha kaba hali olan bir çeşididir. (İnsan bedeninde imge duyguyu, duygu düşünceyi, düşünce maddeyi değiştirir)
    28- Beyin beş duyu ile gelen ve bilinç susturulduğunda farkına varılan beş duyunun ötesinden gelen verileri alabilen ve yorumlayan bir sistemdir.
    29- Tüm canlı ve cansızlar temelde enerji iplikçikleri olduğu için enerji denizinde zaman ve mekan kavramı olmadan özel hallerde iletişim içinde olabilirler. Bir insanın imge olarak zihninde bitkiye zarar vereceğini hayal etmesi ile bitkiye bağlı cihazda tepkilerin oluşması gibi. Evcil hayvanınızın siz çok uzaklara gitseniz de sizi bulup yanınıza gelmesi gibi.
    30- Rupert Sheldrake’in morfik alanlar olarak tanımladığı aynı ya da farklı türler arasındaki sosyal bağa bağlı iletişimin temeli de aslında “enerji iplikçikleri” dir.
    31- Tanrı bilinmek yansımasını görmek istedi ve evreni yarattı. Evrendeki her şey saklı düzenden/enerji iplikçiklerinden ortaya çıkan maddelerdir. Her enerji zamanı geldiğinde saklı düzenden ortaya çıkıp maddeleşir ve yine zamanı geldiğinde saklı düzene enerji olarak geri döner…
    Dr. Ulusoy 03.06.2015 - Kuşadası

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder